Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

7 Nisan 2012 Cumartesi

Mini buzul çağı geliyor

Aşırı soğuklar dünyayı dondururken, önümüzdeki 15 yılın güneş faaliyeti nedeniyle daha da soğuk geçmesi bekleniyor.



İngiliz Meteoroloji Dairesi ile East Anglia Üniversitesi'nin yayımladığı ortak araştırmaya göre, küresel ısınmanın yerini artık ''mini buzul çağı'' alıyor.
30 bin ayrı meteoroloji ölçüm istasyonundan gelen verilere dayanarak gerçekleştirilen çalışmada, dünyada hava sıcaklıklarının yükselmesinin, 1998 yılında durduğu bulgusuna ulaşıldı. Veriler, önümüzdeki 15 yılın güneş faaliyeti nedeniyle daha da soğuk geçeceğini ortaya koyuyor.

125 milyon yıllık tüylü dinozor

Arkeologlar, Çin’in kuzeydoğusunda bugüne kadar keşfedilen en büyük tüylü dinozor fosillerine ulaştı. Civcivlerinkine benzeyen ince tüylere sahip olduğu belirtilen fosillerin, nesli tükenmiş ve yaşayan canlılar arasında en büyük tüylü hayvanlara işaret ettiği belirtildi.

Arkeologlar, geçmişte Çin’in Liaoning eyaletinde tüylere sahip olduğu bilinen dinozor türlerine ulaşmıştı. Ancak en son ortaya çıkarılan ve tamamı korunmuş üç fosilin, bugüne dek bulunan en büyük tüylü dinozorlara ait olduğu ifade edildi.
125 milyon yıl öncesine ait olan fosillerden en büyüğü, yaklaşık 10 metre uzunluğunda. Bilim insanları, canlıyken bir buçuk ton ağırlığında olduğunu tahmin ettikleri dinozorun, bugüne kadar keşfedilen en büyük tüylü dinozor olduğu kabul edilen Beipiaosaurus’un yaklaşık 40 katı olduğunu ifade etti. Büyük dinozorun yanındaki diğer iki yavru dinozorun her birinin ise yarım ton ağırlığında olduğu tahmin ediliyor.
Gün ışığına çıkarılan fosillerin, yaşamış en yırtıcı dinozor Tyrannosaurus rex’in akrabası olduğu elde edilen bir diğer bulgu. Dinozorların yok olmasına yakın bir dönemde, 60 milyon yıl önce yaşamış olan T. Rex, ataları olabilecek türlere kıyasla tüylere sahip değildi.

Dünya'nın dibinde çekilen görüntüler

Dünya’nın en derin noktası olarak bilinen Deep Challenger’a tek başına inen ilk insan olan Hollywood’un usta yönetmeni James Cameron’ın, 11 bin metre derinlikte çektiği ilk görüntüler yayımlandı.



Cameron, 26 Mart gecesi  okyanusların en derin bölgesi Mariana Çukuru’nun dibine, Challenger Deep noktasına inmişti. Genişliği yer yer ABD’deki Büyük Kanyo’nun 120 katına çıkan, derinliği ise Everest Dağı’nın boyunu bir kilometre geçen Challenger Deep noktası, dünyanın en karanlık köşesi kabul ediliyordu.

Cameron, üç saat çekim yaptığı, jeolojik ve biyolojik numuneler topladığı Deep Challenger noktasının “Ay’ın yüzeyine benzediğini” ve “çok ıssız, izole edilmiş bir görünüme sahip olduğunu” belirtmişti.

Beynin gökkuşağı haritası

Bilim insanları, yeni bir görüntüleme tekniği ile insan beyninin gökkuşağına benzeyen sinir kordonu haritasını ortaya çıkarmayı başardı.



Science dergisinde yayımlanan araştırmada, ‘difüzyon spektrum görüntüleme’ tekniğiyle beynin kıvrımları içinde yatan sinir kordonlarının geometrik yapısı tespit edilmeye çalışıldı.
Kullanılan teknikte, beyin sıvısının sinirler ve sinir etrafındaki hareketleri belirlendi. Ortaya çkan görüntü, bilim insanlarının beklediğinin aksine çok daha düzenli ve basit bir yapıyı gözler önüne serdi.
Araştırmacıların dört ayrı maymun türü üzerinde yaptığı taramalar insanlarınkine benzer bir sinir kordonu dizilişi gösterdi.

Uzayda kargo teslimatı

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) görev yapan astronotlar, geçtiğimiz hafta Dünya’dan gönderilen insansız kargo uzay aracının gelişini görüntüledi.


 

Avrupa Uzay Ajansı’nın üçüncü Otomatik Transfer Aracı (ATV-3), 23 Mart’ta uzaya gönderilmişti. Beş gün sonra ISS’ye ulaşan kargo aracı, istasyona içinde su, oksijen, gıda, giysi, deney malzemeleri ve roket yakıtı bulunan yedi ton malzeme ulaştırmıştı.
ATV araçları, otomatik olarak uzay istasyonuna kenetlenebilme özelliğine sahip. Astronotların çektiği fotoğrafta, kargo aracının ISS’nin Rusya bölümünde yer alan Zvezda hizmet modülüne yaklaştığı an görülüyor. 
Fotoğrafta, kargo aracının x şeklindeki solar panelleri, ISS’den gelen lazer navigasyon sisteminin ışığına maruz kalıyor. Uzayın karanlığı ve Dünya’dan yükselen parlaklık, yeryüzünün 386 kilometre yukarısında görülmeye değer bir manzara ortaya çıkarmış. Uzay istasyonunda yer alan astronot Don Pettit, fotoğrafı çekildiği gün Twitter’da paylaştı.